Turkish
Tuesday 16th of April 2024
0
نفر 0

Hz. Rugayye'nin (İmam Hüseyin’in Kızı) Şehadet Yıldönümü

Rugayye bint Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib (Arapça: رُقَیة بِنت الحسین بن علی بن ابی‌طالب) İmam Hüseyin’e atfedilen bir kız çocuğudur. Bazı tarihi kaynaklara göre Kerbela vakıasında bulunmuş ve daha sonra Kerbela esirleri ile birlikte Şam’a götürülmüş ve orada üç veya dört yaşında iken vefat etmiştir. Şam’da onun adına bir türbe bulunmaktadır.

Rugayye bint Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib (Arapça: رُقَیة بِنت الحسین بن علی بن ابی‌طالب) İmam Hüseyin’e atfedilen bir kız çocuğudur. Bazı tarihi kaynaklara göre Kerbela vakıasında bulunmuş ve daha sonra Kerbela esirleri ile birlikte Şam’a götürülmüş ve orada üç veya dört yaşında iken vefat etmiştir. Şam’da onun adına bir türbe bulunmaktadır.
İsmi, vefatının niteliği, mezarı ve İmam Hüseyin’e olan nispeti konusunda kuşkular ve ihtilaflar bulunmaktadır.
İsmi ve Nesebi

İbn Fenduk, “Lübabu’l-Ensab” kitabında İmam Hüseyin’in (a.s) Fatıma ve Sukeyne’nin (Sakine) yanı sıra Rugayye adlı bir kızının daha olduğunu yazmaktadır.[1] Elbette İbn Fenduk, başka bir yerde Sukeyne, Zeynep ve Ümmü Gülsüm’ün İmam Hüseyin’in kızları olduğunu yazmış ve Zeynep ve Ümmü Gülsüm’ün küçük yaşta vefat ettiklerini de eklemiştir.[2] Muhammed bin Talha Şafii, İmam Hüseyin’in dört kızının olduğunu ve yalnızca Zeynep, Sukeyne ve Fatıma’nın adlarını zikretmekte ve dördüncü kızının adını zikretmemektedir.[3] Necmettin Tabesi, İbn Fenduk ve Metalibu’s-Suul’dan naklederek İmam Hüseyin’in dördüncü kızının Rugayye olduğunu, künyesinin ise Ümmü Gülsüm olduğunu belirtmektedir.[4] Buna rağmen eski tarihi kaynakların çoğu İmam Hüseyin’in Rugayye adlı bir kızından bahsetmemiştir; Şeyh Müfid, yalnızca Sukeyne ve Fatıma’nın adlarını İmam Hüseyin’in çocukları listesinde getirmiştir.[5]
Kerbela’da Hazır Bulunması

Kaynaklarda Hz. Rukayye’nin (s.a) Kerbela’da bulunduğu tasrih edilmemiştir. El-Melhuf kitabının bazı nüshalarında İmam Hüseyin’den geride kalanlar için söylediği bazı sözler nakledilmiştir. Orada Rugayye’nin adı geçmiştir, ancak İmam Hüseyin’in kızı olduğuna dair bir işarette bulunulmamıştır.[6][notlar 1] Yenabiu’l-Meveddet kitabında biraz farklılıkla aynı ifadeler zikredilmiş ve İmam Hüseyin’in diğer kızlarının yanında Rugayye de adı zikredilmiştir.[7]

Şu ihtimal de bulunmaktadır ki nakledilen bu nakillerdeki Rukayye’den maksat, İmam Ali’nin (a.s) kızı Rukayye de olmuş olabilir.[8] Bilhassa Rukayye ismi, İmam Hüseyin’in Ümmü Gülsüm ve Zeynep kızkardeşlerinin yanında zikredilmiş ve Luhuf kitabının bazı nüshalarında da bu ifadeler bulunmamaktadır.[9]
Vefat Olayı

Nakledildiğine göre Kerbela esirleri arasında üç veya dört yaşlarında bir kız çocuğu da bulunmaktaymış. Gece yarısı babasını rüyasında görür ve durmadan ağlayarak babasını isteyerek bitap düşer. Yezid, onun ağlama sesini duyar ve İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını ona götürmelerini emreder. Rukayye, babasının kesik başını görünce daha çok rahatsız olur ve sonunda üzüntüsünden ölür.[10]
İmam Hüseyin’e Atfedilen Bir Kızın Şam’da Öldüğüne Dair Rivayetler
Hz. Rugayye'nin Türbesinden Bir Görüntü

Tarihi kaynaklarda İmam Hüseyin’e nispet verilen bir kızın Şam’da vefat ettiğine dair rivayetler bulunmaktadır, ancak rivayetlerde bir uyum yoktur.

    İmam Hüseyin’in küçük yaştaki bir kızının Şam’da şehit olduğu hadisesini ilk yazan kaynak, İmaduddin Taberi’nin (k. 700) “Kamil Behai” kitabıdır. Bu yazar, kızın adını zikretmemiştir. Dört yaşında olduğunu ve vefatının babasının kesik başını Yezid’in sarayında gördükten birkaç gün sonra gerçekleştiğini yazmıştır.[11]
    Molla Hüseyin Vaiz Kâşifi Sebzevari (k. 910) olayın Yezid’in sarayında yaşandığını ve ölümün kesik başı gördükten sonra gerçekleştiğini ifade etmiştir.[12]
    Fahrettin Tureyhi (k. 1085) çocuğun üç yaşında olduğunu ve babasına (İmam Hüseyin’in kesik başına doğru) hitabını ilk kez yazan tarihçidir.[13]
    Muhammed Hüseyin Ercistani onüçüncü yüzyılın sonlarında, çocuğun isminin Zübeyde, yaşının üç ve hadisenin Şam harabelerinde gerçekleştiğini yazmıştır.[14] Yazar, bir önceki sayfada İmam Hüseyin’in (a.s) Rugayye adlı bir kızının Şam’da olduğunu yazmıştır.[15]
    Şeyh Muhammed Cevad Yezdi, ondördüncü yüzyılın başlarında, olayın Şam harabelerinde yaşandığını belirtmiş ancak isminin Zübeyde, Rugayye, Zeynep, Sakine veya Fatıma olduğunu yazmıştır.[16]
    Seyyid Muhammed Ali Şah Abdulazimi (k. 1334) ilk kez, çocuğun isminin Rukayye ve yaşının üç olduğunu belirtmiştir.[17][notlar 2]

Atfedilen Kabri Şerifleri

    Ana Madde: Hz. Rukayye’nin Türbesi

Suriye’nin başkenti Şam’da Hz. Rukayye’ye mensup bir türbe bulunmaktadır. Bu türbe Şam’da bulunan Şialara ait ikinci önemli türbedir. Denildiğine göre bu yer İmam Hüseyin’in kızı, Hz. Rukayye’nin şehit olduğu Babu’l-Feradis denen yerde bina edilmiştir. Hz. Rukayye’nin (s.a) türbesi büyük bir binaya ve İslami ve İrani mimariye sahiptir.[notlar 3]
Kuşkular

İmam Hüseyin’e (a.s) atfedilen kız çocuğunun Şam’da vefatıyla ilgili nakillerde uyumsuzluk ve anlaşmazlıklar görülmektedir. Bu nakiller ismi, vefatın zaman ve mekânı ve yine yaşı hakkındadır. Bu rivayetlerin uyumsuzluğu ve yine isminin eski tarihi kaynaklarda sarih bir şekilde zikredilmemiş olması, araştırmacılar arasında İmam Hüseyin’e nispeti konusunda ciddi kuşkular doğmasına neden olmuştur. Şehit Mutahhari (r.a) bu kızın Şam’da vefatı konusunu Aşura vakıasının lafzi tahriflerinden saymaktadır.[18]

Tahran’da minbere çıkan vaizcilerden birisinin bu kızın Hz. İmam Hüseyin’e atfedilmesi[19] konusunda kuşkular belirtmesiyle İran’da itirazlar ve tepkiler dalgalar halinde yayılmıştır.[20]
Yas ve Matem

Şialar, Muharrem ayının üçüncü gecesini Hz. Rugayye’ye mahsus bilmekte ve onun adına mersiyeler okumaktadır. Şii takvimlerde Safer ayının 5’i Hz. Rukayye’nin ölüm yıldönümüdür. Şialara ait bazı camive matem heyetlerine Hz. Rukayye adı verilmektedir. Onun için mersiye ve şiirler okunarak ağıtlar yakılmaktadır. Bazı mersiye ve ağıtlarda Hz. Rukayye’nin (s.a) varlığını inkâr edenlere dokundurulur ve serzeniş edilir.
Büyük Şii Âlimlerin Görüşleri
Hz. Rugayye'nin Zerihi

    Ayetullah Mirza Cevad Tebrizi: “İmam Hüseyin'in (a.s) kızı Hz. Rukayye'nin (s.a) Şam'daki mevcut mezarı eskiden beri meşhurdur. Sanki İmam Hüseyin (a.s), o pak hanedanın esaretini ve yaşanan o mezalimi inkâr edecek kimselerin ortaya çıkmasını engellemek için Şam'da onu kendinden bir nişane olarak bırakmıştı. Bu küçük kız, esirlerin içinde hatta küçük kız çocuklarının da olduğunun büyük kanıtıdır. Biz Hz. Rukayye'nin (s.a) bu mekânda can verip defnedildiğinin meşhur oluşuna inanıyoruz.
    Ayetullah Mekarim Şirazi: “Şüphe yok ki İmam Hüseyin'in (a.s) bir küçük kızı Şam'da vefat etti ve orada defnedildi. Şu anki harem de kendisine aittir. Fakat meşhur görüşe göre Rukayye olsa da ismi Rukayye (s.a) miydi yoksa başka bir ismi mi vardı, bu konuda ulema arasında ihtilaf var.
    Ayetullah Nuri Hemedani: “Kamil Behai, Nefesu'l-Mehmum ve diğer muteber kitaplarda, bazılarının adını Rukayye (s.a) olarak zikrettiği ve Şam'da şehit olan küçük bir kızın İmam Hüseyin'in (a.s) kızı olduğunu belirtmişlerdir. Şam'da bulunan Kabri de kendisine aittir.”
    Ayetullah Mezahiri: “Hz. Rukayye'nin (s.a) türbesi diye meşhur olan o yer (Şam’daki türbe), onun türbesidir ve onda şüphe etmek zulümdür; hem de mazlum Hüseyin'in çocuğuna. Bu şöhret, Hz. Zeyneb'in (s.a) türbesi konusunda da geçerlidir ve bunda şüphe etmek Hz. Zeyneb'e (s.a) zulüm olur. Hz. Zeyneb'e (s.a) zulüm büyük bir günah olur. Kişilerin seyyid oluşu ve büyük insanların kabirleri gibi konularda elimizde meşhur olmanın dışında bir delil yoktur ve bu şöhret bütün fakihlerin nazarında hüccettir.”
    Ayetullah Alevi Gorgani: “Hz. Rukayye'nin (s.a) varlığı tarihi gerçeklerdendir. Şüphe onun varlığında değil, ismindedir. İmam Hüseyin'in bir kızının Şam'da defnedildiği konusu, şüphe götürmez bir gerçektir. Bu konuda insanların inançlarında şüphe icat etmek isteyenlere tavsiyemiz, hiçbir fayda elde edemeyecekleri, ahretlerini tehlikeye atacakları ve İmam Hüseyin'in (a.s) gazabına duçar olacakları, dolayısıyla bu tür konularla kendilerini meşgul etmemeleri olacaktır.”
    Ayetullah Mubeşşir Kaşani: “Allah’ın nurunu, ağızlarıyla üfleyip söndürmek isterler, oysa Allah nurunu tamamlayacak, kuvvetlendirecektir. İsterse kâfirlerin zoruna gitsin ve istemesinler. İmam Hüseyin'in (a.s) kızı Hz. Rukayye'nin (s.a) varlığı konusunda hiç bir şüphe yoktur. Tarihi şahitler göstermektedir ki, o mazlum kız, Şam yolunda ve harabesinde yaşadığı onca zorluk ve musibetler karşısında küçücük yaşta dünyadan ayrıldı ve Şam'da defnedildi. Tartışılan konu sadece mübarek isminin Rukayye mi, Zeynep mi, yoksa başka bir isimi mi olduğudur. Sonralardan Rukayye ismiyle meşhur oldu.”

Notlar

    Yukarı git↑ یا اُختاه! یا اُمّ کلثوم! وأنتِ یا زینب! وأنتِ یا رقیة! وأنتِ یا فاطمة! وأنتِ یا رَباب! انظرن إذا أنا قُتِلتُ فلاتشققنَ عَلَی جَیباً، و لاتُخمِشنَ عَلَی وَجهاً، و لاتَقُلنَ عَلَی هَجراً؛ "Ey bacım! Ey Ümmü Gülsüm! Sen ey Zeynep! Sen ey Rukayye! Sen ey Fatıma ve sen ey Rubab! Sözümü hatırlayın, her ne vakit öldürülürsem benim için yaka paça yırtmayın, yüzünüzü tırmalamayın ve uygunsuz sözler söylemeyin."
    Yukarı git↑ Makalenin bu bölümü, İmam Hüseyin ansiklopedisinden telhis edilmiştir. Ayrıntılı bilgi için Bkz. Ayetullah Rey Şehri, Danışname-i İmam Hüseyin, c. 1, s. 389.
    Yukarı git↑ Bu konuda nakiller farklıdır. Bkz. Hz. Rukayye türbesi veya Danışname-i İmam Hüseyin, c. 1, s. 389, 393.

Kaynakça

    Yukarı git↑ İbn Fenduk, Lubabu’l-Ensan, s. 355.
    Yukarı git↑ İbn Fenduk, Lubabu’l-Ensan, s. 350.
    Yukarı git↑ Şafii, Metalibu’s-Suul, s. 257.
    Yukarı git↑ Tabesi, Rukeyye Bint Hüseyin, s. 8, 9.
    Yukarı git↑ Şeyh Müfid, el-İrşad, c. 2, s. 135.
    Yukarı git↑ Seyyid İbn Tavus, el-Melhuf, s. 141.
    Yukarı git↑ Kunduzi, Yenabiu’l-Meveddet, c. 3, s. 79.
    Yukarı git↑ Tabesi, Rukeyye Bint Hüseyin, s. 25.
    Yukarı git↑ Seyyid İbn Tavus, Luhuf.
    Yukarı git↑ Taberi, Kamil Behai, s. 523.
    Yukarı git↑ Taberi, Kamil Behai, s. 523.
    Yukarı git↑ Vaiz Kaşifi, Ravzatu’ş-Şüheda, s. 484.
    Yukarı git↑ Tureyhi, el-Muntehab fi Cemu’l-Merasi ve’l-Huteb, yüz otuz altı.
    Yukarı git↑ Muhammed Hüseyin Ercistani, Envaru’l-Mecalis, s. 161.
    Yukarı git↑ Muhammed Hüseyin Ercistani, Envaru’l-Mecalis, s. 160.
    Yukarı git↑ Şeyh Muhammed Cevad Yezdi, Şa’şa’tu’l-Hüseyni, c. 2, s. 171, 173.
    Yukarı git↑ Şah Abdulazimi, el-İkad, s. 179.
    Yukarı git↑ Muhahhari, Mecmua Asar, c. 17, s. 586.
    Yukarı git↑ İzharat Mütefavit Ayetullah Hoşvekt Derbare Hz. Rukayye (s.a)
    Yukarı git↑ Dört taklit mercinin Hz. Rukayye hakkındaki şüphelere cevapları.


source : abna24
0
0% (نفر 0)
 
نظر شما در مورد این مطلب ؟
 
امتیاز شما به این مطلب ؟
اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی:

latest article

Âlemlere Rahmet Olarak Gönderilen Son Elçi: ''Hz. Muhammed Mustafa''
VAHİY AYNASINDA NAMAZ
Kur\'an’da estetikle ilgili ayetler var mı?
Tur dağının İsrail oğullarının başı üzerine kaldırılmasından ne kast ...
Kur'an-ı Kerim
Ehl-i Beyt Hadislerinde Hz. Mehdi (a.s)
Riya; Küçük Şirk
VAHİY AYNASINDA NAMAZ
Şia ve Sünni arasındaki fark nedir?
NEDEN NAMAZ KILMALIYIZ?

 
user comment